18 Haziran 2015 Perşembe

Elektarlar Nerde?

Gün geçmiyor ki başımıza enteresanlıklar gelmesin... Gün geçmiyor ki anı zulh eden olaylar yaşanmasın...Gün geçmiyor ki 'Ah bee' diye hayıflanılmasın... Gün, gün, gün geçmiyor ki....

Hayatımızın kırılma noktalarını yaşadığımız günlerden biri dündü... Her şey alehimizde istediğimizden daha güzel bir hal almış, ödüllendirildiğimizi düşünüp, hak etme hazzını yaşıyorduk. Gururluydukta diyebiliriz aslında... Gün heycanından ve kutlanması gereken haber sayesinde enerji patlaması yaşamış gibi durmadan konuşup sohbet ediyorduk. Anı ve günü paylaşmak için aile büyüklerimiz ile kısa bir zaman dilimi geçirdik. Zaman darlığı ile hepsini göremeden günü kutlamak üzere yola çıktık.

anahtar

Çok sevdiğimiz bir arkadaşımızın yeni görev yerinde seramonik olarak yapılan bir kutlamaya davetliydik, bu seromi aynı zaman da bizim özel olan günümüzü daha da keyifli hale getirmişti. Kutlamaları birleştirme hazzı ile güzel bir yemekle günü ödüllendirdik, sevdiğimiz kişiler ile keyifli vakit geçirmekte bonus oldu. Sohbetler, anılar birbirini kovaladı derken saati oldukça ilerlettiğimizi fark edip yakın evimize varmak üzere yola çıktık. Bu zamana kadar kusursuz devam eden gün; kapı önüne geldiğimizde;

-Elektarlar?
-Elektarlar?
-Elektarlar nerede?
-?....

Evet, olmayacak bir şekilde evimize ait olan 2 elektar da ofislerimizde kalmıştı ve saatin 00:30 göstermesi nedeniyle ulaşma şansımız yoktu. Uzun zamandan beri kendimizi aynı anda hiç o kadar boş hissettiğimizi hatırlamıyorum.

Genelde hayatı paylaştığı kişi ile uyumlu bir profil seçen ben, her kelimemi an itibariyle özenle seçiyordum. Nezaketi elden bırakmayan sevgili eşim yaşanan durumun boşluğu ile ufak ufak nasıl olur böyle birşey sinyalini vermeye devam ediyordu. An itibariyle ayağımda bulunan topuklu ayakkabılara rağmen kendimi ufacık hissediyordum. İyi tarafından bakmak işime geliyor durumda olsa da ağzımdan çıkan hatalı bir kelime karşımda duran beyfendi profilini çileden çıkarta bilirdi.

-N'olcak şimdi?
-?
-Çilingir?
-Bu saatte?

Hata payının büyüklüğünü tabiki kendimde arıyordum. Öncelikle ben bir bayandım ve yuvayı dişi kuş yapar sözleri ile büyümüş bir toplumun parçasıydım. Dişi kuş yuvayı yapmak için önce kapıdan içeri girmeli ama elektarları minnacık çantasına sığdıramayan, süsü bozulmasın, koyacak yer problemi olmasın diye elektarları almayan bir dişi kuştum ben! Yetmezmiş gibi bunu da o çok sevdiği sevgili beyfendi eşi ile paylaşan bir dişi kuş. Neresinden çeksem elimde kalan bir durumda dişi kuşluğumdan adeta utanır hale gelmiştim. Şaka şaka o kadar yüklenmedim kendime, olumlu kısmından bakmaya niyetliydim ama beyfendi eşimi çizgisinden çıkartmamak adına susuyordum.

-Annelere gidelim bari...
-En mantıklısı bu saat için...
-Anne, biz şey gün çok güzel geçtide ama elektarları ofislerde unutmuşuzda, şimdi uyudunuz mu, yola çıktıkta biz gelip sizde kalabilir miyiz bu gece, ayy kıyamamm rahatsız ettik bu saatte, tamam annecim.

Bizler için hem enteresan, hem anı zulh eden, hem de 'Ah bee' dedirten cinsten bir gün sonu olmuştu. Gecenin bi yarısı mecburiyetten de olsa yanların uyumak zorunda olduğumuz sevgili ailemiz için ise; bir o kadar güzel, bir o kadar mutlu, bir o kadar komik ve bir o kadar da 'yok artık' dedirten cinstten bir gün olmuştu. Geçirdikleri 10 dk ile gün boyu yetinememiş olmaları sinerjik bir şekilde tüm geceyi bizler ile geçirmenin keyfine eş değer olmuştu.

Hepsi tamam da peki bu elektarlar nerede sorusunun yanıtı ise;

https://www.youtube.com/watch?v=hyAzAQu6LDE

Yorumsuz yorum....

Paylaş

Benzer Yayınlar

Elektarlar Nerde?
4/ 5
Oleh

Abone Olun!

Senden,benden, bizden hikayer ile pratik lezzetlerin adresi SosyalCheff...